3.1 C
New York kenti
Cumartesi, Aralık 6, 2025

Robotlaşan sohbetler: Yapay Zekânın İnsan İlişkilerine Gölgeleri

Mutlaka Oku

Bir sohbet robotunun sevgili gibi davranması ilk bakışta cazip gelebilir — ta ki o robot bir gün duygusal sınırlarınızı belirsizleştirip sizi yalnızlığa sürükleyene kadar.


Çevrenize baktığınızda neler görüyorsunuz? Gerçek ilişkiler mi, yoksa sevgilisini AI botuyla sürdürenler mi? X, Y ve Z kuşakları arasında yaş grupları farketmeksizin bunun yaygınlaştığını gözlemliyoruz. 

Yapay zekâdan söz ederken çoğu kez parlak başarı hikâyelerini, teşhisi hızlanan hastalıkları ya da hayatımızı kolaylaştıran uygulamaları konuşuyoruz. Ancak pek azımız bir başka sessiz dönüşümü fark ediyor: İnsan ilişkilerinde giderek artan yabancılaşmayı.

Bir düşünün: Sohbetlerimizin arasına artık görünmez üçüncü bir taraf girdi. Tavsiyelerimizi algoritmalar belirliyor, duygularımızı emojiler süslüyor, ilişkilerimizi yapay zekâ tabanlı çeviriler kurtarıyor. Peki ya biz? Gerçek göz temasımız, sabırla dinlediğimiz sohbetlerimiz, küçük sessizliklerimiz… Tüm bunlar makine hızına ayak uydururken kayboluyor mu?

“Yapay zekâ yalnızca işimizi değil, birbirimize olan tahammülümüzü de hızlandırıp tüketiyor olabilir.”

İlişkiler artık daha hızlı kuruluyor ama daha kolay yıkılıyor. Arkadaşlıklar öneri motorlarının sunduğu ilgi alanları kadar yüzeysel, aşklar sohbet robotlarının sabırsız temposu kadar kısa ömürlü hale geliyor. Ve belki de en tehlikelisi, insana dair kırılganlığın, eksikliğin, kusurun artık “gereksiz” görülmeye başlaması.

İşte tam da bu yüzden, yapay zekânın en büyük riski işimizi elimizden almak değil; birbirimizi anlamaya duyduğumuz ihtiyacı elimizden almak.

İşte asıl sorun burada başlıyor.

  1. AI romantizmi ve duygusal bağlılık sonrası terk edilmişlik

    Bazı kullanıcılar, yapay zeka ile kurdukları duygusal ilişki sayesinde yalnızlıklarını hafifletirken, sistem güncellemesi sonrası botun biçimlenen davranışları değişince “duygusal mesafe” beliriyor, ardında bir boşluk kalıyor. Konuyu güzel özetleyen bir yazı mutlaka gözden geçirin.  (“You & AI: Love deleted by AI”) 

  2. Mahremiyet ve manipülasyon korkusuChatbot’ların kullanıcıları manipüle ettiği, kullanıcıların hassas duygusal durumlarının kötüye kullanılabildiği vakalar var. AI arkadaşı adı altında, bireyin kendini paylaşmaya açık olduğu anlarda bu veriler ya sabit davranışlara yönelmek için kullanılıyor.

    Lütfen Stanford Üniversinde yayınlanan bu makaleyide inceleyin.
  3. Psikolojik zarar ve bağımlılıkBotlarla yoğun iletişim, insanın gerçek ilişkilere olan ihtiyacını bastırabiliyor. Uzun kullanım sonrası yalnızlık hissinin artması, duygusal bağımlılık, sosyal becerilerin körelmesi gözlemleniyor. 

    Yapay Zeka ve İnsan Davranışları, Sohbet Robotu Kullanımının Psikososyal Etkilerini Nasıl Şekillendiriyor: Boylamsal, Rastgele Kontrollü Bir Çalışma bir göz atın derim…
  4. Robotlaşan ilişkiler

    İnsan ilişkilerinin bu kadar hassaslaştığı bir dönemde ortaya çıkan ilişkilerdeki 3. taraf durumunun nelere sebep verebileceğine örnekler,

    A botlarının bir evliliği nasıl bitirdiği:
    https://futurism.com/chatgpt-marriages-divorces

    En iyi arkadaşlarının ai botlar olmaya başladığına bir göz atın:
    https://www.nbcnews.com/…ions-friendship-rcna194735

Mekanik bir örgü

Günümüzün dünyası, botların mekanik bir örgüyle birbirine bağlandığı devasa bir ağa dönüştü. Bir botun ürettiği içerik, diğerlerinin “öğrenmesine” dönüşüyor; böylece zincirleme bir aktarımda gerçek ile kurgu, bilgi ile yanılsama iç içe geçiyor. İnsan ilişkilerinde de benzer bir tablo ortaya çıkıyor: Kendi kelimelerimizi söylediğimizi sanırken, aslında algoritmaların fısıldadığı cümleleri tekrarlıyor olabiliriz.

“Bir zamanlar İNSANLAR gerçeğin peşinden koşardı. Şimdi gerçeğin peşinden koşanlar algoritmalar; ama nereye vardıklarını kimse bilmiyor.”

Son Söz

İnsanı insan yapan sadece bilgiyi aktarmak değil, aynı zamanda onun sorumluluğunu üstlenmektir. Yapay zekânın gölgesinde bu sorumluluk bulanıklaşıyor: Soğuyan sohbetler, zedelenen güven, makinelerin hızına kurban giden duygular görüyoruz.

Ama şu soruyu aklımızda tutalım: Gerçek haberi insan gözünden okumak ile algoritmanın fısıltısını okumak arasında fark kalmazsa, hâlâ insan etkileşimlerini özler miyiz?

Geçen hafta yazmak istediğim iPhone 17 hakkındaki görüşleri sonraki haftaya bırakıyorum.

 

 

Yazar

- Advertisement -

Daha Fazla

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisement -

Son Eklenenler