BİRLEŞMİŞ MİLLETLER- Selçuk Acar- ABD’nin New York kentindeki genel merkezinde her yıl dünya liderlerini ağırlayan ve içinde bulunduğu güven krizine ek olarak bu yıl büyük bir finansman kriziyle de karşı karşıya olan BM’nin, zorlu bir küresel ilkimde gerçekleştirilen 80. Genel Kurul haftasına, Filistin’in tanınması ve Gazze’deki ateşkes çağrıları damgasını vurdu.
22-29 Eylül 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilen, BM Genel Kurulu Başkanı Annalena Baerbock’ın birlik ve iş birliği vizyonunu özetlediği BM Haftası’nda, İngiltere ile birlikte 9 ülke daha Filistin’i resmen tanıdığını bildirdi.
BM Genel Kurulu’nun 80. yıllık yüksek düzeyli haftası, “Birlikte daha iyi” teması altında çok taraflılığın yenilenmesine odaklanırken, Fransa ve Suudi Arabistan’ın eş başkanlığında gerçekleştirilen tarihi toplantıda, Filistin’in tanınması için önemli bir ivme kazanıldı.
İngiltere, Fransa ve Almanya, İran’a yönelik BM yaptırımlarını yeniden uygulamaya koydu ve diğer üye devletlere de yaptırımları uygulamaları çağrısında bulundu.
BM kürsüsünden dünyaya hitap eden liderlerin ezici bir coğunluğu Gazze’de soykırıma varan insanlık dramına vurgu yaparken, Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SKH) ulaşmanın aciliyetini dile getirdiler ve BM’nin daha güçlü bir çok taraflı sistemin merkezinde yer alması çağrısında bulundular.
Barış ve Güvenlik alanında, BM Güvenlik Konseyi, Haiti’deki çetelerle mücadele için daha büyük bir gücü onaylarken, Gazze ve Ukrayna’da devam eden çatışmalar, Gazze’de ateşkes ve insani yardımın artırılması çağrıları haftaya damgasını vurdu. Toplantıların sonucunda, İsrail ve Filistin için iki devletli çözüm için yeni bir ivme kazanıldı, ancak önemli anlaşmazlıklarda hala bir çözüme ulaşılamadı.
Gazze’de İsrail yanlısı bir tutum alarak, dünyadan izole olan ABD’nin BM’ye olan derin güvensizliği, Başkan Donald Trump’ın konuşmasında bir kez daha kendini gösterdi.
Çok taraflılık ve reform umudu hala zayıf
Çok taraflılık yanlısı eski Başkan Barack Obama’dan sonra Başkan Donald Trump’ın ilk döneminde başlayan çok taraflılığın darbe alması, eski Başkan Joe Biden’ın iktidara gelirken savunmasına rağmen, İsrail’in Gazze’deki soykırıma yeşil ışık yakarak çok taraflılığa daha büyük bir darbe indirmesi ve ABD’yi BM’de izole etmesiyle devam eden çok taraflılık krizi, Trump’ın yeniden kazanmasıyla istikametini değiştirmeden ilerlediğine şahit oluyoruz.
80. Genel Kurul’da öne çıkan önemli konulardan biri de çok taraflılığın ve BM reformlarının, daha güçlü bir küresel sistemin oluşturulmasında elzem olduğu dile getirildi.
BM Genel Kurulu üst düzey haftasında ayrıca, Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi’nin ilerlemesini hızlandırmak amacıyla İkinci Dünya Sosyal Kalkınma Zirvesi kuruldu.
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara, 1967’den bu yana BM Genel Kurul kürsüsüne çıkan ilk Suriye lideri olurken, ABD yönetimi, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve diğer Filistinli yetkililerin BM zirvesi için ülkeye girişine izin vermemesi nedeniyle, Abbas BM Genel Kurulu’na hitabını video mesajıyla gerçekleştirdi.
BM’ye kefiyesiyle gelen Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, Genel Kurula hitabında, Gazze için soykırımı kabul etmeyen ülkelerden oluşan bir barış gücü kurulması çağrısında bulundu.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun BM Genel Kurulu hitabında delegelerin önemli çoğunluğu salonu terk ederken, Sırbistan’ın Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç’le en üst düzeyde, kendilerine ayrılan ülke sıralarının tamamını doldurarak Netanyahu’yu dinleyenler arasında yer aldığı göze battı. Netanyahu konuşurken salonda delege bulunduran ülkelerin çoğu düşük düzeyde tek veya çok az sayıda delegeyle temsil edildiği görüldü. Netanyahu’nun konuşması sırasında dinleyiciler arasında bulunan tekerlekli sandalyeli bir izleyici konuşma sırasında üst üste bağırması nedeniyle BM’nin güvenlik görevlileri tarafından salonun dışına çıkarıldı.


