Prof. Dr. Göknur Akçadağ, İstanbul Nişantaşı Üniversitesi
Dünya Kız Çocukları Günü nedir?
Her yıl 11 Ekim’de kutlanan Dünya Kız Çocukları Günü, Birleşmiş Milletler tarafından başlatılan küresel bir anma günüdür. Amacı, kız çocuklarının dünya çapında karşılaştığı benzersiz zorlukları vurgulamak ve kız çocuklarını hayallerinin ve hedeflerinin peşinden gitmeleri için güçlendirmektir. Kız çocukları eğitimli, sağlıklı ve güvende olduklarında, toplumu ve dünyayı dönüştürebilecek güce sahip olabilirler.
Kız çocuklarının ayrımcılıktan, şiddetten ve zararlı uygulamalardan uzak bir yaşam sürme hakkı vardır. 11 Ekim, kız çocuklarını güçlendirmenin ve haklarını güvence altına almanın yalnızca bir zorunluluk değil, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmanın da bir katalizörü olduğunu hatırlatan bir anma günü.
11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’nün Kutlanması Türkiye, Kanada ve Peru Tarafından Önerilmişti
Dünya Kız Çocukları Günü 2012’de Türkiye Kanada ve Peru’nun teklifi ile BM’ de kabul edilişinden bu yana, kız çocuklarının ve kadınların güçlenmelerine odaklanarak kız çocuklarının toplumda etkili bireyler olmalarını sağlamak ve potansiyellerini ortaya çıkarmak, önlerine çıkan engelleri kaldırmak için çaba göstermek amacıyla kutlanmaktadır. Kanada ve Peru ile birlikte ülkemiz tarafından hazırlanarak, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na (66. Oturum) sunulan “Dünya Kız Çocukları Günü” karar tasarısı, 19 Aralık 2011 tarihinde oybirliği ile kabul edilmiş ve 2012 yılından itibaren her yılın 11 Ekim günü, “Dünya Kız Çocukları Günü” olarak kutlanmaya, farkındalık yaratacak etkinlikler yapılmaya başlamıştır. (No: 314, 26 Aralık 2011, Dünya Kız Çocukları Günü Başlıklı BM Kararı). Kararda, tüm BM üyesi ülkelere, BM bünyesindeki ilgili kuruluşlara, diğer uluslararası örgütlere ve sivil topluma, dünyadaki kız çocuklarının durumuna ilişkin bilinçlenme yaratma ve kararın tüm BM üyesi ülkeler ile BM kuruluşlarının dikkatine sunma çağrısı yapılmaktadır. Ülkemizde yukarıda sıralanan odaklar 11 Ekim tarihinde bu hedefler doğrultusunda çeşitli çalışmalar yapmaktadır ve bilinir hale de gelmiştir.
Bu karar ile kız çocuklarına, haklarının bilincine varma ve bu vesileyle potansiyellerini yansıtma ve hayata geçirme fırsatı sağlaması hedeflenmiştir. Kız çocuklarına karşı ayrımcılığın önlenmesi ve insan haklarından tam ve etkili bir şekilde yararlanmalarını sağlamak, eğitimleri ve kendilerini geliştirme potansiyellerini ortaya çıkarmak ve bunun önündeki engelleri kaldırmak, kadınların ve kız çocuklarının bilime tam katılımını teşvik etmek ve kariyer gelişimlerine imkan tanımak için çalışmalar yapmak, meslek dallarının her alanına, STEM alanlarına da yönelmelerini sağlamak gibi pek çok hedefi bulunmaktadır. Kız çocuklarının desteklenmesinin, güçlendirilmesinin ve onlara yatırım yapılmasının son derece önemli olduğu, ayrıca bunun başarılmasının kız çocuklarına karşı ayrımcılık ve şiddeti önleyeceği, onların insan haklarından tam ve etkili bir şekilde yararlanmalarını sağlayacağı, kız çocuklarının güçlendirilmesinde ailelere ve toplumlara büyük rol düştüğü de vurgulanmaktadır.
Etrafımıza baktığımızda, dünyaya, ülkemize, kanunlara, yazılan politikalara ve koyulan evrensel hedeflere rağmen kadınlara ve kız çocuklarına yönelik ayrımcılık ve eşitsizlik devam ettiğini görmekteyiz. Dünya’nın pek çok ülkesinde yasal olarak kadınlarla erkekler eşit olarak gözükse de uluslararası çok sayıda sözleşme, belge ve tavsiye kararları bunu sağlama yolunda ülkeleri yükümlü kılsa da, eğitim imkanlarına ulaşmada, iş gücüne katılımda, meslek seçiminde, geleceğini planlamada birçok alanda cinsiyet ayrımı devam etmektedir. Bu nedenle kadının ve kız çocuklarının güçlenmesi, cinsiyetçi kalıp yargılarının kırılması hayati öneme sahiptir. Çözüm için özel politika ve uygulamalar geliştirmek, tüm politika ve programlara bu bakış açısının yerleştirilmesi gerekiyor.
UNICEF’in verilerine göre, Dünya genelinde 119 milyon kız çocuğu okula gitmiyor; bunların 34 milyonu ilkokul çağında, 28 milyonu ortaokul çağında ve 58 milyonu lise çağında. Çatışmalardan etkilenen ülkelerde kız çocuklarının okula gitmeme olasılığı, çatışmalardan etkilenmeyen ülkelerdeki kız çocuklarına göre iki kattan fazla. Ülkelerin yalnızca %49’u ilköğretimde cinsiyet eşitliğini sağlayabilmiştir. Ortaöğretim düzeyinde ise bu fark daha da açılmaktadır: Ülkelerin %42’si ortaöğretimde, %24’ü ise lisede cinsiyet eşitliğini sağlamıştır. Bunun birçok nedeni, kız çocuklarının eğitiminin önündeki yoksulluk, çocuk yaşta evlilik ve cinsiyete dayalı şiddet gibi ülkeler ve toplumlar arasında farklılık gösteren çeşitli engellerdir. Çeşitli toplumlarda yoksul aileler eğitime yatırım yaparken genellikle erkek çocuklarını tercih edilmektedir. Bazı yerlerde okullar kız çocuklarının güvenlik, hijyen veya sanitasyon ihtiyaçlarını karşılanamamaktadır.
UNICEF’in verileri 15-29 yaş arası genç kadınların işgücü dışında kalma ve eğitime katılmama olasılığının erkek gençlere göre 3 kat daha fazla olduğunu göstermektedir. Fakat ekonomik olarak aktif olmamalarına rağmen, 15-29 yaş arası öğrenci olmayan genç kadınların yaklaşık %70’inin çalışmak istediğini söylemesi de dikkat çekmektedir. Son araştırmalar, birçok ülkede kadın gençlerin eğitimden işgücüne geçişte karşılaştıkları kalıcı engelleri ortaya koymaktadır. Genç kadınların eğitimdeki kazanımlarına rağmen, işgücü piyasası sonuçlarındaki cinsiyet eşitsizlikleri devam etmektedir. “ILO’nun Okuldan İşe Geçiş Anketi”, genç kadınların işgücünün dışında olma ve eğitime katılmama olasılığının erkeklere göre üç kat daha fazla (%8’e karşı %24) olduğunu göstermiştir. Sonuç olarak, eğitim, istihdam veya mesleki eğitimde olmayan gençlerin oranını ölçen NEET oranı, kadın gençler için erkek gençlere göre iki kat daha yüksektir (sırasıyla %31 ve %16).
2024’ün ilk çeyrek dönemi itibarıyla Türkiye’de 15-24 yaş arası genç erkeklerin sayısı 6,1 milyondur. Genç erkeklerin % 16,1’i ne eğitimde ne istihdamda yer almaktadır. 6 milyon genç kadının ise 1,6 milyonu ne eğitimde ne istihdamdadır. 15-24 yaş arası genç kadınlarda NEET oranı % 28,3’tür. İşgücü İstatistikleri, Ağustos 2025 işgücü istatistiklerinde ise 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı %16,0 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde %12,4, kadınlarda ise %22,7 olarak tahmin edilmiştir. Ülkemizde genç kadınların genç erkeklere göre NEET olma olasılığının daha yüksek olduğu görülmektedir. Ne istihdamda ne de eğitim veya öğretimde olan genç yetişkinlerin oranı bakımından cinsiyetler arasında bir fark olduğunu Avrupa ve Türkiye’deki çeşitli veriler ortaya koymaktadır. 2024 yılında, AB’de 15-29 yaş arası genç kadınların %12,1’i NEET iken, genç erkekler arasında bu oran 2,1 puan daha düşük, %10,0 olmuştur. Cinsiyet farkını açıklayabilecek bir dizi faktör bulunmaktadır. Örneğin, kadınların aile içindeki rolüne ve erkeklerin iş yoluyla aileyi geçindirme rolüne daha fazla önem veren toplumsal gelenekler veya baskılar bu faktörler arasında yer almaktadır.
Sürdürülebilir katma değer yaratmanın yolu, fırsat eşitliğinden geçiyor. Dünya Bankası, çocuk bakım yasalarının çıkarılması, aile içi şiddete karşı koruma, finansal kaynaklara erişim ve başta kız çocukları olmak üzere gelecek nesil çalışanları hazırlamaya yönelik eğitim reformları gibi yasal reformların kadınların ekonomiye katılımını artırabileceğini öngörüyor.
Verilerin bizlere gösterdiği sonuçlar ve analizler, kız çocuklarının ve gençlerin eğitimine yatırım yapmanın dönüştürücü kalkınma stratejilerinden birisi olduğudur. Kız çocuklarının ve gençlerin yaşam ve iş için ihtiyaç duydukları bilgi ve becerileri geliştirmelerini sağlayacak çalışmaların artması ve eğitim ve istihdama dahil olmaları bu stratejileri destekleyecektir.
Dijital Öğrenme ile Kız Çocuklarının Eğitimi
Kız çocuklarının öğrenimini ve iş ve yaşam becerilerinin gelişimini artırmak için kapsayıcı ve dönüştürücü dijital teknolojinin nasıl kullanılacağı ve ilerlemeye nasıl katkı olacağı kritik önemdedir. Kız çocuklarını ve genç kadınların daha parlak bir geleceğe sahip olmak için ihtiyaç duydukları becerilere sahip olması, dünya standartlarında dijital öğrenme çözümlerine erişmesi, dijital öğrenme ve becerileri öğrenmesi için küresel olarak çok sayıda girişim ve proje uygulamaları başlamış olmakla birlikte bütün ülkelerde etkili düzeylere ulaşması ve dijital eşitliğin artması için önemlidir. UNESCO’nun “IT Girls Initiative” Programı gibi girişimler, dijital cinsiyet farkını gidermeyi, kız ve erkek çocukları için eğitimde ve teknolojiye erişimde eşit fırsatları teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Dünya standartlarında dijital öğrenme çözümlerinin gençlere ulaşması çok yönlü çabayı gerektirmektedir.
11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü, eğitimde, sporda, müzikte ve ve eğitim sonrası çalışma hayatında eşit fırsatlara erişimi ve güçlenmesi, potansiyelini ortaya çıkarması için yeni fırsatlara, gelişmelere aracılık etmekte ve son yıllarda ülkemizde toplumda karşılık bulmaktadır. Kız çocukların güçlenmelerini destekleyen programların artması, ayrımcılığa uğramaması, okula devam etmelerinin sağlanması, şiddetten korunması, çocuk yaşta evliliklerin önlenmesi, toplumlarında ve ülkelerinde eşit bireyler olarak değişimin güçlü temsilcileri haline gelmelerini sağlayacaktır.


