(TURKISH JOURNAL) – Çocuk Psikoloğu Serhat ÇIKMAN – Otizm spektrum bozukluğu diğer adıyla otizm, kişinin etrafındakilerle gerek sözel gerekse sözel olmayan iletişimsel bağlantı kuramadığı gelişimsel bozukluk olarak adlandırılır.
Çocukta 2 yaş sonrasında belirtisini göstermeye başlar. Her iletişim kuramayan çocuk için otizm denilmez. Günümüzde bu alanda uzmanlar ve testler mevcuttur. Erken tanı konması durumunda gerekli müdahaleler yapıldığı takdirde otizm seviyesi kontrol altında tutulabilir.
Otizm tamamen atlatılabilen veya kesin tedavi olan bir yöntemi bulunamamaktadır.
Bu rahatsızlık karşısında kişinin hayat kalitesini, iletişim ağlarını, sosyalleşme seviyelerini
arttırmak otizm durumu en düşük seviyeye indirebilmektedir. Otizm kişiden kişiye değişim
gösteren bir bozukluk durumudur. Kimi gensel kimi ise sonradan kazanılmış durum olarak
kaydedilebiliyor. Otizmli çocuklarda en belirgin özellik iletişim kurmada zorluk, göz temasın
az veya hiç olmaması, hitap ve komut cümlelerinde komut vereni kavrayamaması, dikkatini
bir yere toplayamama gibi örnekler verebiliriz.
Otizmli bir çocukta konuşmama durumu ebeveynler için dikkat edilmesi ve erken tanı
konusunda önem arz etmektedir. Otizmli bir çocukta kelime söyleme, iki kelimelik cümleler,
söylenenleri anlama gibi konularda yetersizlikleri mevcuttur. Bazı durumlarda ise çocuk
öğrendiklerini söylememe gibi davranışları sergileyebilir ve bu tür durumda ise çocukta
konuşmada gerileme öngörülür hale gelir.
Araştırmalara göre otistik bir çocuğun yüzde 40’ında konuşma yetisi gelişmeyebilir ya da sınırlı alanda sınırlı bir seviyede ilerleyebilir. Bu konuda kişisel önerim; çocuğun uyku zamanlarında ilk zamanlarda hikâye dinletme özelliği kazandırılmalı (uzun bir süre) bu aşamadan sonra ise hikâye okurken az da olsa çocuğa bu durumu oyunsallaştırarak kelimeler tekrar ettirilmelidir. Ebeveyn, çocuk ile oyunlar kurmalıdır. Bu oyun kurma durumunu çocuk ile göz teması ve iletişim halinde gerçekleştirilmelidir. Çocuğun sosyalleşmesi için sosyal alanlarda çocuğu bulundurmalıdır.
Otizmi bir zihinsel engel veya zekâ geriliğinin bir parçası olarak gören bazı uzmanlar
mevcuttur. Oysa Otizmli çocuğun sadece düşük bir orandaki kısımda zekâ geriliği
görülmektedir diğer yüksek orandaki kısımda ise bu durum kesinlikle görülmemektedir.
Otistik bir çocukta otizm kriz anında saldırganlaşma, öfke nöbetleri gibi durumlar görülebilir. Bu tür durumda çocuğun kriz durumu geçinceye dek çocuğun enerjisinin bitişini beklemek ve sakinleştirme eylemlerine devam edilmesi gerekmektedir. Bu durumda çocuğa sözel veya fiziksel müdahalelerde bulunulmamalıdır. Krize sebep olacak etmen ve etkileri ortadan kaldırmak çocuktaki kriz anını yönetmemize yardımcı olacaktır.
Kriz durumunu artırıcı bazı duygu durumlar mevcuttur örnek olarak; kucağa alınmaktan ve yatakta yalnız başına bırakılmaktan, bazen dokunmayı bazen de dokunulmaktan hoşlanmazlar. Bu tür davranışlar yapıldığı takdirde kriz anındaki kontrol mekanizması kaybedilir.
Otizm durumu çocukta anne karnındaki dönemden itibaren başlayan süreçlerde etkilenme durumu olabilir. Annenin hamilelik dönemde psikolojik ruh durumunun kötü olması, çocuk dünyaya geldikten sonra ise aile içi sorunlara şahitlik durumu, asosyal ortama uzun süreli maruz kalma durumu (TV-PC-Oyunlar) gibi etkenler otizmi tetikler niteliktedir.
Otizmin seviyesini artıran bazı yiyecekler de mevcuttur bunlar; gluten içeren besinler, süt ve süt ürünleri, şeker ve tuz otizmli çocuklar için önerilmeyen besinler arasındadır. Fermante edilmiş ve probiyotiklerle desteklenmiş yiyecekler otizmli çocukların beslenme programında önemli rol oynamalıdır. Otizmi etkileyen farklı durumlardan biri de renk ve nesnelerdir. Otistik bir çocukta sakinlik durumunda parlaklığı az olan soğuk renkler önemli etki sunar. Örnek olarak mavi renk otistik çocuk için sakinleştirici etkiye sahiptir. Bu nedenledir ki 2 NİSAN otizm farkındalık günün rengi ise mavidir.
DSMV’e göre otizmin farklı çeşitleri mevcuttur bunlar; hafif otizm (A tipik), Reet
sendromu, çocukluk çağı dezintegratif bozukluk ve yaygın gelişimsel bozukluk olarak 4
kısımda adlandırılmaktadır.
A tipik sendromunda belirtiler şunlardır; koku, dokunma, işitme ve görsel uyaranlara karşı
hassasiyet göstermek. Tekrarlayıcı hareketler ve düzen değişikliğine tepki vermek, dili
amacına uygun kullanamamak. A tipik sendromda çocuk kelime ve cümleler kurmada
zorlansa da konuşma yetisi vardır.
Reet sendromunda ise belirtiler şunlardır; yürümede ve dengesel hareketlerde zorluk yaşama, dil gelişiminin hiç olmaması, ince motorda bariz sorunlar, gelişimde gerilik gözükmeleri, nörolojik problemler bunlardan birkaçıdır.
Çocukluk çağın dezintegratif bozukluğu olan çocuklarda ömür boyu ilaç ve özel eğitim
isteyen bir otizm çeşididir. Belirtiler şunlardır; çocuk akranlarda iletişim kuramıyorsa,
duygulara karşılık vermiyorsa, motor becerilerine dair hiçbir olgunun olmaması durumunda
bu otizm çeşidi adlandırılır.
Yaygın gelişimsel bozukluk belirtileri şunlardır; oyun kuramama ve oyuna uyum
sağlayamama, dil iletişimde zorluk, sallanma ve el hareketlerini bir tik halinde hareket ettirme gibi durumlar bu otizm çeşidinin belirtileridir. Bu otizm çeşidi ömür boyunca özel eğitim ve ilaçlarla hayati idamelere muhtaçtır.